23 Ekim 2025, Perşembe
02:24

'Aile Birliğinin Güçlendirilmesinde Medyanın Rolü’ masaya yatırıldı

'Aile Birliğinin Güçlendirilmesinde Medyanın Rolü’ masaya yatırıldı

Ankara’da, İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü desteğiyle, İnternet Medya ve Bilişim Federasyonu (İMEF) ile İstanbul Aile Vakfı iş birliğinde, Ankara Ticaret Odası (ATO) ev sahipliğinde “Aile Birliğinin Güçlendirilmesinde Medyanın Rolü” semineri düzenlendi.

NAZLI ÖNGÖREN - EGEMEN ALTINBAŞ / ANKARA - BHA

Programa; Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, AK Parti AK Parti Genel Başkan Vekili Yardımcısı ve MKYK Üyesi Prof. Dr. Zakir Avşar, Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürü Tuncay Cevheroğlu, İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü Dış İlişkiler ve Bilgi İşlem Daire Başkanı Fahrettin Kaya, İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü Proje Destek Daire Başkanı Mehmet Fatih Günay, Türk İnternet Medya Birliği (TİMBİR) ve İnternet Medya ve Bilişim Federasyonu (İMEF) Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa, İstanbul Aile Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Eryılmaz, ATO Yönetim Kurulu Üyesi ve Aile Çalışma Grubu Başkanı Ahmet Akça, ATO Aile Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı Abidin Memili, Türk İnternet Medya Birliği (TİMBİR) Başkanvekili ve Star Gazetesi Yazarı Av. Cüneyd Altıparmak, Birlik Haber Ajansı Genel Müdürü Muhammet Kaçar ile ATO meslek komitesi üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve öğrenciler katıldı.

Ekran Görüntüsü 2025 10 22 220129

Dr. Basa: Yerli içerik üretimi memleket meselesidir

TİMBİR Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa yaptığı açılış konuşmasında medyanın aile kurumunun korunmasındaki belirleyici rolüne dikkat çekti. “Aile, toplumun en temel yapı taşı, insanın ilk değerler okuludur,” diyen Basa, yapay zekâ çağında dezenformasyonun ciddi bir tehdit haline geldiğini vurguladı. Dr. Basa, “Bir yalan haberin yayılma hızı, doğru habere göre 200 kat daha fazla. Bu nedenle doğru, etik ve ilkeli habercilik bugün onurlu bir direniş haline gelmiştir,” dedi.

Basa ayrıca yerli ve milli içerik üretiminin önemine değinerek, “Çocuklarımız yabancı içeriklerle büyüyor. Bu yüzden yerel medya ve milli içerik üretimi bir memleket meselesidir,” ifadelerini kullandı.

Ekran Görüntüsü 2025 10 22 220046

Eryılmaz: Gençler üzerinde algısal etki yaratılıyor

İstanbul Aile Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Eryılmaz ise medyanın aile yapısı üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, toplumsal değerlerin korunması için bilinçli bir mücadele gerektiğini vurguladı. Bazı dijital platformlarda eşcinsel yönelimlerin sistematik biçimde normalleştirildiğini kaydeden Eryılmaz, bunun özellikle gençler üzerinde algısal bir etki yarattığını ifade etti.

“Birçok dizi ve filmde, izleyicinin sevdiği karakterler üzerinden bu algı yaygınlaştırılıyor. Gençler artık bu mesajları sorgulamadan kabul ediyor,” diyen Eryılmaz, İstanbul Aile Vakfı olarak 2019’dan bu yana bu konuda akademik çalışmalar yürüttüklerini aktardı.

Eryılmaz, “Biz meseleleri duygusal değil, bilimsel ve analitik bir zeminde inceliyoruz. Gençlere yönelik algı operasyonlarına karşı sorgulama kültürünü güçlendirmeliyiz,” ifadelerini kullandı.

Kaya: Aile Yılı projelerine destek

İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Fahrettin Kaya ise, aile kurumunun korunması ve ahlaki değerlerin güçlendirilmesinde sivil toplum kuruluşlarının rolüne dikkat çekti. Bakanlık olarak Aile Yılı dolayısıyla 83 sivil toplum kuruluşuna bu kapsamda hibe desteği sağladıklarını belirten Kaya, bu projelerden 50 milyon liralık kısmının doğrudan “aile yılı” temalı çalışmalar için ayrıldığını söyledi.
Kaya, “Devlet, sivil toplum ve akademi birlikte hareket etmedikçe bu mücadele başarıya ulaşamaz. Her şey ailede başlıyor ve ailede şekilleniyor” dedi.

Cevheroğlu: Dijital yaşam dünyasında ailenin desteklenmesi önemli

Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürü Tuncay Cevheroğlu da “Aile Kurulması ve Güçlendirilmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2024–2028)” kapsamında beş stratejik amaç, on beş hedef ve yüz faaliyetin belirlendiğini açıkladı.

Cehveroğlu, özellikle “dijital yaşam dünyasında ailenin desteklenmesi” başlığının öncelikli olduğunu belirterek, “Ebeveyn-çocuk ilişkilerinin sağlıklı temeller üzerine inşa edilmesi için çalışıyoruz. Gençlere evlilik öncesi eğitim ve danışmanlık zorunluluğu getirildi, ayrıca 48 ay vadeli faizsiz kredi desteği sağlanıyor,” dedi.

2025’in “Aile Yılı” ilan edildiğini hatırlatan Cehveroğlu, bu kapsamda 81 ilde 13 binden fazla etkinlik düzenlendiğini ifade etti.

Baran: Güçlü aile olmadan güçlü Türkiye olmaz

Programda konuşan ATO Başkanı Gürsel Baran, ailenin toplumun temeli olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2025’in “Aile Yılı” ilan edildiğini hatırlatan Baran, “Güçlü aile olmadan güçlü ekonomi, güçlü toplum, güçlü Türkiye olmaz” dedi.

Dijital platformların çocuklar ve gençler üzerindeki etkisine dikkat çeken Baran, “Bir dizideki aile modeli, bir haber dili ya da bir sosyal medya paylaşımı, bireylerin değer dünyasında iz bırakıyor. Bu nedenle medya etiği ve sorumluluğu üzerine daha çok düşünmeliyiz,” ifadelerini kullandı.

ATO olarak “Aile Çalışma Grubu”nu kurduklarını belirten Baran, “Aile dağılırsa ekonomi dağılır; aile güçlenirse üretim, refah ve huzur artar,” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Ekran Görüntüsü 2025 10 22 220006İki oturum düzenlendi

“Aile Birliğinin Güçlendirilmesinde Medyanın Rolü” başlıklı seminerde iki oturum halinde panel gerçekleştirildi. Panelin ilk oturumu olan “Dijitalleşmenin Aile Birliğini Güçlendirilmesindeki Rolü” bölümünün moderatörlüğünü Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan Mehmet Fatih Öke üstlendi. Oturumda Doç. Dr. Handan Yalvaç Arıcı, Doç. Dr. Gülenay Pınarbaşı, Doç. Dr. Feyza Gizligider ve Klinik Psikolog Ahmet Burak Can dijitalleşmenin aile değerleri, mahremiyet, çocuklarda ekran kullanımı ve toplumsal etkileri üzerine sunumlar yaptı.

Tehlikelere dikkat çekildi

Klinik Psikolog Ahmet Burak Can, özellikle çocuklar ve gençler üzerinde ekran maruziyetinin hem fiziksel hem psikolojik birçok soruna yol açtığını belirtti, dikkat dağınıklığı, uyku bozuklukları, yeme problemleri, anksiyete ve depresyonun yer aldığına dikkat çekti.

Sosyal medyada karşılaşılan "çift ekran"lı içeriklere örnek veren Can, bir yandan konuşma devam ederken altta ilgisiz bir görselin gösterildiği videoların, bireylerde dikkat problemi oluşturduğunu ifade etti. Bu tür içerikleri rahatça tüketebilen bireylerin dikkat becerilerinin zarar görmüş olabileceğini söyleyen Can, bunun özellikle lise ve üniversite çağındaki gençlerin akademik başarılarını da olumsuz etkilediğini belirtti.

Araştırmadan tüketime geçen zihniyet

Doç. Dr. Handan Yalvaç Arıcı, dijitalleşmenin gençlerin bilgiye ulaşım şeklini de kökten değiştirdiğini söyledi, daha önce öğrencilerin Google üzerinden araştırma yaparken, şimdi yapay zeka sistemlerine yöneldiğini ve bu durumun üretkenliği azalttığını vurguladı.

Sosyal medya ve dijital dünyanın bireyleri "performans göstermeye" zorladığını belirten Arıcı, bireylerin beğeni alma uğruna mahremiyet sınırlarını hiçe saydığını, çocukluk fotoğraflarının izinsiz paylaşılması gibi durumların ileride ciddi psikolojik sorunlara neden olabileceğini ifade etti.

Gerçeklik algısı bozuluyor

Doç. Dr. Feyza Gizligider, günde 4 saatten fazla ekran karşısında kalan bireylerde “gerçeklik algısının” bozulduğunu ifade etti. Özellikle sosyal medyada geçirilen uzun sürelerin bireyin çevresini olduğundan daha karmaşık ve tehlikeli algılamasına neden olduğunu belirten Gizligider, beynin ekranla gerçek yaşamı ayırt edemediğini söyledi, ayna nöronlar yoluyla, izlenen içeriklerin farkında olmadan bireyin davranışlarına yansıdığını vurguladı.

Gizligider ayrıca, ekran karşısında geçirilen sürenin Türkiye’de günde ortalama 10 saati bulduğunu, bunun ciddi zihinsel meşguliyet ve dikkat kaybına yol açtığını belirtti.

Sosyal medya ve mahremiyetin dönüşümü

Doç. Dr. Gülenay Pınarbaşı ise dijitalleşmenin mahremiyet algısını kökten değiştirdiğini söyledi. Sosyal medya platformlarının aslında birer "kamusal alan" olduğunun altını çizen Pınarbaşı, kullanıcıların evlerinden paylaştıkları içeriklerle, özel hayatlarını kamusal alana taşıdıklarını ifade etti.

Mahremiyetin, sadece dini ya da kültürel bir değer değil, aynı zamanda aile yapısının korunmasına yönelik tarihsel bir ihtiyaç olduğunu belirten Pınarbaşı, günümüzde bireylerin gönüllü olarak verilerini paylaşmaları ve özel alanı ihlal etmelerinin ciddi toplumsal sonuçlar doğurduğunu kaydetti.

Ekran Görüntüsü 2025 10 22 215823Panelin ikinci oturumunda "Aile Birliğinin Güçlendirilmesinde Medya'nın Rolü" bölümünün moderatörlüğünü ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça üstlendi. AK Parti MKYK Üyesi Prof. Dr. Zakir Avşar, Türk İnternet Medya Birliği (TİMBİR) Başkanvekili ve Star gazetesi yazarı Av. Cüneyt Altıparmak, Yönetmen İsa Doğmuş ve Rafadan Tayfa Yapımcısı İsmail Fidan medya içeriklerinin aile yapısına etkisini, yerli içeriklerin önemini ve ebeveyn sorumluluğunu değerlendirdi.

“Bağımlılığı çocuklara biz verdik”

Yönetmen İsa Doğmuş, ebeveynlerin dijital bağımlılıktaki rolüne dikkat çekerek, ebeveynlerin çocuklara farkında olmadan “ekran bağımlılığı” aşıladığını söyledi, “Çocuk mama yemiyordu, susturmak için tableti verdik. Uyuması için biraz daha doz artırdık. Gün geldi bağımlı hale geldiğinde, ‘Artık yeter’ dedik. Ama bağımlılığı biz oluşturduk,” dedi.

Doğmuş, dijital okuryazarlığın öncelikle ebeveynlere kazandırılması gerektiğini vurgulayarak, “Puzzle’ın bütününde anne, baba, medya, sosyal medya, çizgi filmler birer parçadır. Biz bu resmi çocuklara tek başına çözdürmeye çalışıyoruz; ama o puzzle tamamlanmaz,” ifadelerini kullandı.

Av. Altıparmak: Evdeki ile sosyal medyadaki doğrular çatışıyor

Türk İnternet Medya Birliği (TİMBİR) Başkanvekili ve Star Gazetesi Yazarı Av. Cüneyt Altıparmak, sosyal medyanın aile yapısını parçaladığını belirtti, “TikTok gibi platformlar lüks öykünmesini ve Z kuşağı mafya kültürünü tetikliyor. Bu durum çocukları sadece eşya üzerinden değil, evin içinden bile alabiliyor,” dedi.
Altıparmak, sosyal medya mecralarının kültürel etkisine de değinerek, “Evdeki doğrularla sosyal medyadaki doğrular çatışıyor. Bu da bireylerde çift kişilikli bir yapının oluşmasına yol açıyor,” şeklinde konuştu.

“Medya reyting değil, toplumsal fayda odaklı olmalı”

Prof. Dr. Zakir Avşar, medyanın aile değerlerini korumadaki rolüne dikkat çekti. “Yayın stratejileri sadece reytinge değil, toplumsal fayda ve sürekliliğe odaklanmalı,” diyen Avşar, medya yapımlarında sadakat, vefa, aile dayanışması ve merhamet gibi temaların daha çok işlenmesi gerektiğini vurguladı. Avşar ayrıca, medya profesyonellerine yönelik “aile duyarlılığı eğitimi”nin zorunlu hale getirilmesi gerektiğini belirtti.

Ekran Görüntüsü 2025 10 22 215739

“İçerik üreticileri, aileye dokunan konularda etik ve değer odaklı eğitilmelidir”

Rafadan Tayfa’nın yapımcısı İsmail Fidan, yerli ve milli içerik üretiminin önemine değinerek kendi projelerinden örnekler paylaştı, “Rafadan Tayfa’ya başlarken ‘Bizi bize anlatacağız’ dedik. Kendi çocukluğumuzu anlattık. Hayat zaten yeterince karmaşık; izleyiciye karmaşık fikirler değil, samimi hikâyeler lazım,” dedi.

Fidan, öğrencilik yıllarından anekdotlar paylaşarak Prof. Dr. Zakir Avşar’a teşekkür etti. Fidan, “Zakir hocamızın öğütleri bugün hâlâ bizim projelerimizde karşılığını buluyor. Rafadan Tayfa’nın başarısında bu değerlerin payı büyük.”

Program katılımcıların hatıra fotoğrafı çektirmesi ile sona erdi.

Ekran Görüntüsü 2025 10 22 220114Ekran Görüntüsü 2025 10 22 220159Ekran Görüntüsü 2025 10 22 220254