9 Eylül 2025, Salı
17:04

CUMHURBAŞKANIMIZA AÇIK MEKTUP

CUMHURBAŞKANIMIZA AÇIK MEKTUP

Kayseri Hakimi Necati Daştan

CUMHURBAŞKANIMIZA AÇIK MEKTUP 

Konu: Türk Aile Yapısının Güçlendirilmesine İlişkin Mevzuat Değişikliği İhtiyacı

Sayın Cumhurbaşkanım,

Ülkemizin nüfus artış hızı bugün %1,48 seviyesine gerilemiş olup bu oran, demografik açıdan alarm verici bir düzeydedir. Mevcut nüfusun korunabilmesi için dahi asgari %2,1’lik bir doğurganlık oranının gerekli olduğu matematiksel bir sonuçtur... 

Bu çerçevede, aile kurumunun korunması ve evliliklerin teşvik edilmesi amacıyla mevcut mevzuatta birtakım değişikliklerin yapılması acil bir zorunluluk haline gelmiştir.

26 yıl yargıçlık yapmış bir hukukçu olarak, uygulamada karşılaşılan sorunların bir kısmının özellikle 6284 sayılı Kanun ve Medeni Kanun’un bazı hükümlerinden kaynaklandığını gözlemlemiş bulunmaktayım. Bu düzenlemelerin mevcut haliyle aile yapısına ciddi zararlar verdiği, evlilikleri zorlaştırdığı ve boşanmaları artırdığı kanaatindeyim.

Aşağıda tespit edilen başlıca sorunlar ve çözüm önerilerim.

I. Uzaklaştırma Kararları

6284 sayılı Kanun kapsamında verilen uzaklaştırma kararları, uygulamada ciddi mağduriyetlere yol açmaktadır.
• Delil araştırması yapılmadan verilen kararlar, aile bütünlüğünü bozmakta ve boşanmayı düşünmeyen çiftlerin dahi ayrılmasına zemin hazırlamaktadır.
• Maddi imkânı bulunmayan kişilere özellikle kış aylarında kalacak yer temin edilmemesi, erkekler açısından ağır mağduriyetlere ve hatta can kayıplarına neden olmaktadır.
• “Kadının beyanı esastır” ilkesi, erkekler nezdinde adalet sistemine ve aile kurumuna olan güveni zedelemektedir. Bir tarafı koruma güdüsüyle diğer tarafı hasara uğratmak Adalet dengesini bozarak toplumda ciddi çatışmalara neden olabilmektedir...

Öneri: Uzaklaştırma kararları iki aşamalı olmalıdır. İlk aşamada azami bir haftalık tedbir uygulanmalı, bu süre içinde delil araştırması yapılmalı; araştırma sonucuna göre karar ya uzatılmalı ya da kaldırılmalıdır. Ayrıca, maddi durumu elverişli olmayan taraflara Aile Bakanlığı veya belediyeler aracılığıyla geçici barınma imkânı sağlanmalıdır. Medeni ülkelerde bir mağduriyetin sebebi bir kanun olamaz..

II. Boşanma Davalarının Uzunluğu

Boşanma davaları uygulamada 8–10 yıla kadar uzayabilmekte, bu süreç tarafların hayatını çıkmaza sokmakta ve gençler arasında evliliğe karşı olumsuz bir algı yaratmaktadır.
• Taraflar boşanmak istese dahi nafaka, velayet ve tazminat gibi fer’i talepler nedeniyle dava yıllarca sürmektedir.
• Bu süreç, husumeti köpürterek aile birliğinin tamamen onarılamaz hale gelmesine sebebiyet vermektedir.
• Ayrıca, boşanma sonrasında erkeklerin evlenme oranı kadınlardan daha yüksek olması kadınlar tarafından davaların uzatılması sebebiyle erkeği cezalandırma yöntemi haline gelmiştir.

Öneri: Medeni Kanun’da değişiklik yapılarak;
• Her iki tarafın boşanma iradesi varsa, en geç üç ay içinde boşanmaya hükmedilmeli,
• Bir taraf istemese dahi dava açıldıktan bir yıl sonra boşanmaya karar verilmelidir.

Fer’i talepler (nafaka, velayet, tazminat) boşanmanın önünde engel olmaktan çıkarılmalı, boşanma kararı verildikten sonra ayrıca görülmelidir. Bu düzenleme hem mahkemelerin iş yükünü azaltacak , hem taraflar arasındaki husumetin derinleşmesini önleyecek hem de tarafların makul sürede yeni bir hayat kurabilmelerine imkân tanıyacaktır.

III. Nafaka Düzeni

Ömür boyu süren nafaka uygulaması, hakkaniyet ve adalet ilkelerine aykırı sonuçlar doğurmaktadır.
• Bir gün süren evlilikten sonra dahi ömür boyu nafaka yükümlülüğü doğabilmekte, bu da ciddi mağduriyetlere sebep olmaktadır.
• Nafaka yükümlülüğü, erkeklerin ikinci kez evlilik yapmasını çoğu zaman imkânsız hale getirmekte ve evlilikten kaçınma eğilimini artırmaktadır.
• Bu durum, toplumda evlilik kurumunun zayıflamasına ve nüfus artış hızının düşmesine yol açmaktadır.

Öneri: Nafaka süresi, evlilik süresiyle orantılı hale getirilmelidir. Alternatif olarak nafakanın defaten toplu ödenmesi imkânı sağlanmalıdır.

Esasen kanunlar ilk başta kadınların lehine ve erkeklerin aleyhine gibi gözükse de ilerleyen zamanlarda kadınların daha fazla mağdur olacağı bir noktaya doğru evrilmektedir... Zira haddinden fazla şiddet gaye'deki hikmeti yok ediyor..

IV. Genel Değerlendirme

Mevcut mevzuatın erkekler aleyhine işleyen yönleri, toplumda evlilik kurumuna güveni zayıflatmakta, resmi nikâh oranlarını düşürmektedir. Maddi durumu uygun olan kişiler dahi evlilikten kaçınmakta, dini hassasiyeti olanlar yalnızca imam nikâhıyla, diğerleri ise “birliktelik/sevgili ilişkisi” ile yaşamaktadır. Bu durum uzun vadede Türk aile yapısını ve demografik yapıyı tehdit eder hale gelmiştir.

SONUÇ ve TALEP
1. 6284 sayılı Kanun’da değişiklik yapılarak uzaklaştırma kararlarının iki aşamalı hale getirilmesi ve mağdur tarafa talebi halinde barınma desteği sağlanması,
2. Boşanma davalarının mutlak kriterlere bağlanması  boşanma iradesi her iki taraf için mevcut ise üç ay, tek taraflı irade halinde ise en geç bir yıl içinde boşanma kararı verilmesi için yasal düzenleme yapılması.
3. Ömür boyu nafaka uygulamasının kaldırılması, nafaka süresinin evlilik süresiyle orantılı hale getirilmesi veya defaten toplu ödeme sistemine geçilmesi,

hususlarında yasal düzenlemelerin ivedilikle yapılması, Türk aile yapısının korunması ve nüfus artış hızındaki hasarın onarılması bakımından elzemdir.

Saygılarımla

Necati DAŞTAN
Kayseri Hâkimi
E-posta: [email protected]